KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Biz bundan hiç rahatsız değiliz çünkü KKTC’nin durduğu, uzanıp dokunduğu nokta anavatan Türkiye’dir. Kıbrıs Türk halkı bir halktır. Türk milletinin ayrılmaz ve ayrılmaz bir parçasıdır.” söz konusu.
Kırıkkale Üniversitesi Genç Finansçılar Topluluğu’nun Kocatepe Salonu’nda düzenlediği “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Türk Dünyası Paneli”nde konuşan Ataoğlu, dün KKTC’nin kuruluşunun 40’ıncı yılını anavatan Türkiye ve sevgili Azerbaycan’dan yetkililerle birlikte kutladıklarını söyledi. söylenmiş.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutladıkları gibi KKTC’nin 40’ıncı yılını da gururla kutladıklarını belirten Ataoğlu, “Orada yaşayan kardeşlerimizin hepsi Anadolu’nun kalbini bırakıp oraya gidenlerdir. Her şeye rağmen onlar KKTC’de 1500’lü yıllardan günümüze kadar farklı tarihlerde var olmuştur.” “Devam ettiler. Mavi vatanı korudular ve korudular.” dedi.
Ataoğlu, Rumların adım attığı her yerde engellerle karşılaştıklarına dikkat çekerek, 2004 yılında yapılan “Annan Planı referandumunda” “evet” diyenin KKTC, “hayır” diyenin ise KKTC olduğunu hatırlattı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY).
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB’ye kabul edildiğini, KKTC’nin ise köşeye sıkıştırıldığını ve o tarihten bu yana her türlü ambargoya maruz kaldığını vurgulayan Ataoğlu, şöyle konuştu:
“Biz bundan hiç rahatsızlık duymuyoruz çünkü KKTC’nin durduğu, uzanıp dokunduğu nokta vatan Türkiye’dir. Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz ve ayrılmaz bir parçasıdır. Mutlu Barış Harekatı (Kıbrıs Barış Harekatı) Mehmetçik’in vatanına dönebileceği anlamına gelir. Türkiye’nin Kıbrıs’a garantör ülke olarak gelmesi benim için en azından bugün yanınızda olmaktır. Allah kimseyi yaşatmasın. Hayatım bu güne gelirse, canımı vermek zorunda kalırsam Bugün sadece vatanım değil, tüm Türk devletlerine borçlu olduğum canı da vermeye hazırım.”
Ataoğlu, Türk devletlerinin çok hızlı bir şekilde bir araya gelerek aynı çatı altında toplanması gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya da yönetenler ve güçlüler tarafından bir düzen kurulduğunu, düzenin güçlülerin yanında işlediğini belirtti.
Dünya düzeninin her zaman bu şekilde kurulduğunu belirten Karakaya, şöyle devam etti:
“Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra egemen ve güçlü olanlar, savaşı kazananlar dünya düzenini kurdular. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise savaşı kazananlar kurdu. Küresel dünyanın yaşadığı sıkıntıların önemli bir nedeni Bugün yaşadığımız dünya, o gün kurulan dünya düzeninin bugünkü küresel yönetim kurallarını değiştirdiğidir.Bunun düşüncelerini çiziyoruz.Bunun çalkantısını konuşuyoruz.Bugün Gazze’de, Ortadoğu’da birçok küresel sorun yaşıyoruz. Doğu, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, Rusya ve Ukrayna ya da dünyanın herhangi bir yerinde, hatta aklınıza gelebilecek birçok sorunda. “Sorunun çözülememesinin nedeni küresel yönetimin başarısızlığı ve küresel itibarın kaybıdır.” yönetim kurulları. Gazze’de 40 gün geçti, katliam ve soykırım var ama BM şu anda parmağını bile kıpırdatmadı.”
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf, Ahlat ayağa kalkarsa Gazze’de sorun olmayacağını savundu.
Ahlat’ın, Lefkoşa’nın Ahlat halkının, Türk dünyasının dünyanın her yerinde bıraktığı medeniyet ve mirasın sahiplerinin artık ayağa kalkması gerektiğini vurgulayan Yusuf, “Çünkü etrafımızda yaşanan ve yaşanacak mağduriyetler ve baskılar sadece bizim etrafımızdadır. Bu milletin gücünün hakim olduğu dönemlerde, gücü ortadan kalkar.” ” dedi.
Moderatörlüğünü Seyfi Yıldız’ın üstlendiği panelde Kırıkkale Üniversitesi Maliye Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban da konuşma yaptı.
Programın sonunda panelistlere plaketleri verildi.
